T24 Sağlık
Hemofili başta olmak üzere, kalıtsal kanama bozukluklarında hastaların ömür uzunluğu fiyatsız tedavi alabilme bahtının çok değerli olduğunu vurgulayan İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Hemofili Derneği Lideri Prof. Dr. Bülent Zülfikar, “Bu hastalar ömür uzunluğu müdafaa tedavisi almak zorunda. Bunun hasta başı maliyetleri 80-100 bin dolar civarında. Bu hastalara toplumsal güvenlik kapsamında ömür uzunluğu fiyatsız tedavi verebilen dünyada lakin 10 ülke vardır. Ayrıyeten tedavide bilgi seviyemiz Avrupa’nın da üzerinde ancak fiyatlarımız uygun. Bu manada dünyanın kıymetli merkezlerinden biri olabiliriz” dedi.
Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleştirilen 21. Memleketler arası Türkiye Hemofili Kongresi’nde hemofili ve öbür kalıtsal kanama bozukluklarına yönelik en şimdiki tedavi formülleri ve hasta bakımı ele alındı. Açılış konuşmasını, İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Hemofili Derneği Lideri Prof. Dr. Bülent Zülfikar’ın yaptığı kongreye, Dünya Hemofili Federasyonu (WFH) Başkanı Cesar Garrido ile Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Lideri Prof. Dr. Yeşim Dargaud da katıldı.
Kongrenin akabinde düzenlenen basın toplantısına da Hemofili Federasyonu ve Kongre Lideri Prof. Dr. Kaan Kavaklı, Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Cesar Garrido ile Prof. Dr. Yeşim Dargaud katıldı. Türkiye’nin hemofili tedavisini fiyatsız olarak sunan 10 ülke ortasında yer aldığına dikkat çeken iştirakçiler, bunun hastalar ve hastalığın seyri açısından kıymetini de vurguladı.
“Hasta başı maliyet 80-100 bin dolar, bizde ücretsiz”
Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Türkiye’nin hemofili tedavisinde memleketler arası hasta kabul eden ülkeler ortasında çok kıymetli bir rol edinebileceğine işaret ederek, Türkiye’nin dünyadaki kanama bozukluğu ve hemofili hastaları için, bilhassa cerrahiye muhtaçlık duyulan durumlarda cazip bir destinasyon haline geldiğini söyledi.
Türkiye’de 80 bin ve dünyada 1 milyonun üzerinde hemofili hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Zülfikar, “Bazı hastalıklar ömür uzunluğu sürdüğü için bedeli de çok yüksek oluyor. Tedaviye orta verdiğinizde ise başa dönüyorsunuz. Devletin kendi siyaseti olarak bütün vatandaşlarına fiyatsız ilaç veriyor olabilmesi Türkiye’nin farklılıklarından birisi. Bu hususta dünyada buna emsal 10 tane lakin ülke var. Bu hastalar yalnızca kanama tedavisi değil, kanama olmasın diye müdafaa tedavisi de almak zorunda. Bu tedavilerin hasta başı maliyeti 80-100 bin dolar civarı. ‘Sosyal güvenliğim yok, ailemin imkanları yok, tedavime orta vermek durumundayım’ cümleleri bizim hastalarımız için çok ağır. Çok şükür ülkemizde artık bu cümleler kullanılmıyor. Zira toplumsal güvenliğin ömür uzunluğu olduğu garantisi içerisinde hastalarımız” dedi.
“Tedaviye orta verme bahtınız yok”
Kalıtsal kanama bozukluğu hastalarında, tedavide rastgele bir kesinti olması durumunda hastanın yeni bir kanama riskiyle karşı karşıya kalacağını ve tedavide en başa dönüleceğini de ekleyen Prof. Dr. Zülfikar, “Bu kanama nedeniyle hastanın kaybedilmesi ya da organların içine kanadığı için sakatlık demek. Biz bu manadaki krizleri aştığımız için ülkemizde hastalarımız nitekim daha inançta. Ayrıyeten bu durum hemofili ve kanama bozukluğu hastalarının hayata dahil olmalarını sağladı. Artık okullarını bitiriyorlar. Biz yıllar evvel hastalarımızın en azından 2 yıllık yüksekokul okuyabilmesi için burs bulmaya çalışırdık. Artık 4 yıllık okuyanlar, yüksek lisans, doktora yapanlar, iki üniversite bitirenler var” diye konuştu.
“Türkiye kalıtsal kanama bozukluklarının tedavisinde, sıhhat turizmi açısından kıymetli bir merkez olma yolunda”
SMA yahut öteki doğumsal genetik hastalıkların doğumdan itibaren tespit edilmesine yönelik tarama testlerinin şimdi kalıtsal kanama bozukluğu yahut hemofili için uygulanamayacağına da değinen Prof. Dr. Zülfikar, ülkemizin dünyadaki öteki hastalar için bir cazibe merkezi olmaya başladığına da dikkat çekerek kelamlarını şöyle noktaladı:
“Daha hassas testler geliştiriliyor. Biraz daha vakte gereksinim var, doğumsal taramalarla ortaya çıkarılabilmesi için. Ayrıyeten bizim ülkemiz kalıtsal kanama bozukluklarının tedavisinde, sıhhat turizmi açısından da değerli bir merkez olma yolunda. Zira bilgi seviyemiz Avrupa’nın da üzerinde ancak fiyatlarımız uygun. Hemofilide hastanın alacağı rastgele bir tedavi dünya ölçeğinde lakin bunun rakamsal karşılığı o seviyede değil. Örneğin bir hasta bir cerrahi operasyon için bize 1 milyon 200 bin TL ödüyorsa, Avrupa’da tedaviye gittiğinde 1 milyon 200 bin Euro olarak ödüyor.”
WFH Başkanı Cesar Garrido ise dünyada birkaç tane çok düzgün uygulama yapan ülke bulunduğunu ve Türkiye’nin de bunlardan birisi olduğunu söyleyerek birçok ülkede hastaların tedaviye ulaşamadığını zira çok limitli ekonomik kaynaklarıyla tedavilerin hastalar için çok değerli olduğunu belirtti. (DHA)
|
“Rumca bilmeseler de Yunanistan’a gönderildiler”; Kayıp bir jenerasyonun kıssası ‘Mübadele’
|
